Kalbimde kopan fırtınalarla birlikte dilime dolanan fakat bir türlü yanyana getiripte kağıda dökemediğim kelimelerim var. Cümle halini alıpta bir nebze olsun duygularımı, ruh halimi anlatabilecekken kafamın içinde dönüp dolanıp çıkış yolu bulamayınca tekrar kalbe dönüp unutulup giden kelimelerim. Kayboluyorlar anlatacakları onca şey olmasına rağmen. Yitip gidiyorlar, bıkkın ve yanlız yüreğime su serpebilecek kimseyi ulaştırmadan bana. Vazifelerini yerine getiremeden, anlamsız birer harf topluluğundan ibaretmiş gibi bir daha hatırlanmamak üzere gidiyorlar. Belki ruhumun kirli tarafının hırslarına maruz kalıp, özlerindeki saflığı kaybediyorlar anlamsızlaşıyorlar. Belki de yeteneksiz kalemimle duygulardan arınıp paçavra halini alıyorlar. oysa sözlükteki birer satırlık basit karşılıklarından öylesine farklı anlamlar taşıyorlarki. Canlı olmasalarda, çoğu insandan ziyade gerçek bir ruhu taşıyorlarlar özlerinde. Onları biraraya getirip her kalbe hitap ettirmek ise benden ziyade güçlü kalplerin, güçlü beyinlerin işi oluyor. Paragraflar yazamasam da sayfaları dolduramasam da kalemle buluşmamı sağlayan anlık hazları ve rahatlamayı sağlayan küçük heceler oyalıyor beynimi. gözlerimde biriken yaşların tek sebebi ya da tek tesellisi kalbimdekileri yansıtan aynalar; kelimeler….
vay ne cevherler varmıs 🙂